Küçük parçalar halinde sunulan bilgilerin, çalışanların daha çok tercih ettiği eğitim içeriği olduğu artık biliniyor. Mikro öğrenme ile ilgili yapılan bir araştırma eğitim alacak kişilerin %94’ünün 10 dakikadan daha kısa süreli e-öğrenme içeriklerini tercih ettiğini gösteriyor. Dikkat süresinin giderek azaldığı ve insanların zaman konusunda kısıtlı davrandığı düşünülürse bilgilerin mümkün olduğunca kısa, öz ve dolu olması gerekiyor. Videolu anlatımların daha çok tercih edilme nedenlerinden biri de bu.
Yüksek kaliteli bir video materyali mikro öğrenme açısından oldukça etkili bir yöntem. Çünkü eğitim ile ilgili görsel anlatım, bilginin daha akılda kalıcı olmasını sağlıyor. Mikro öğrenmede en önemli özellik içeriğin boyutu olsa da öğrenme etkisi unutulmamalıdır. Kullanılacak içeriklerde uyulması gereken kural, her bir içeriğin bir amacının olmasıdır.
Kalıcı bir mikro öğrenme için öğrenilen konuların pekiştirilmesini sağlayacak yöntemlere ihtiyaç olduğu bilinmelidir. Öğrenilen bilginin kısa bir süre içinde kullanılması, bu bilginin akılda kalma süresini uzatır, bu yüzden çalışanlara öğrendiklerini uygulayabilecekleri alanlar oluşturmak gerekiyor.
Mikro öğrenme, anlık bilgi ihtiyacını karşılamayı hedefler. Aberdeen Group’un yayınladığı bir rapora göre mikro öğrenme, çalışanların acil çözüm gerektiren konularda başvurdukları ilk kaynak.
Değişen ve gelişen teknolojiyi yakalamak için mobil cihazlar hayatımızın her alanında yer alıyor. Bunlara geçerli sebepleri ile eğitim programları da dahil oluyor. Eğitim için ayrılan bütçelerin azalması, kısa sürede verimli bir geri dönüş ile eğitime ulaşılmak istenmesi, geleneksel e-öğrenme içeriklerinin yerini mobil öğrenme içeriklerine bırakıyor.
Üretilen e-öğrenme içerikleri genelde 20 ile 60 dakika arası hatta belki daha az sürmekte ancak eğitim alacak kişilerin ilgilerini sadece ilk birkaç dakika çekebiliyor. Bu bir klasik e-öğrenme içeriği üretim şekli ve yeni bir akımla birlikte güncellenip değişime uğradı. Hap gibi içerikler olarak söylenen (bite sized learning) içerikler e-öğrenme anlayışını kullanıcıların değişen alışkanlıklarına uygun ölçüde geliştirildi.
Gelin birlikte hap gibi içeriklerin bu kadar popüler olmasındaki etkenleri inceleyelim:
Çalışanlar mobil cihazları ile istedikleri herhangi bir yerden herhangi bir zaman dilimi içerisinde içeriklere rahatlıkla ulaşabilirler. Dolayısıyla odaklanma süreleri azalır. Telefon ekranından uzun süren eğitim programlarını takip etmek ve gelen bildirimleri almak dikkatleri dağıtabiliyor. Bu yüzden mobil öğrenmede hap gibi içerikler üretilmesi yüksek verim alma anlamında önem taşıyor.
1980’den sonra doğan kişiler için kullanılan Y kuşağı tanımlaması gelecekte iş yaşamının büyük bir kısmını oluşturacak. Y kuşağının alışkanlıkları, teknolojiyi kullanma biçimleri, odaklanma süreleri, aynı anda birden fazla iş yapmaları (multitasking olmaları) gibi unsurlar göz önünde bulundurularak eğitimlerin “hap” gibi üretilmesine sebep oldu. Böylece çalışanlar daha kısa süreli odaklanma ile daha fayda sağlayan eğitimler alabiliyorlar.
Geleneksel eğitimler olarak adlandırılan sınıf içi eğitimler maliyet ve süre bakımından daha yüksek giderler oluşmasına sebep oluyordu. Bu durum üretimi yapan kişiler ve eğitimleri alan firmalar için önemli bir sorun teşkil ediyordu. Bunun çözümü hap gibi içerikler oldu, bu yolla daha az maliyetlere ulaşıldı.
Hap gibi içeriklerin daha az öğrenme hedefi içermesi ve kullanıcının dikkati dağılmadan içeriği tamamlayabilmesi, bilgiyi doğrudan almasını sağlıyor. Hedeflere ulaşma oranları daha başarılı olduğu için kullanıcılar ve eğitim verecek kişiler tarafından daha çok tercih ediliyor.
Enocta, ihtiyaca göre tasarlanmış, avantajı yüksek ve ulaşılabilir yeni nesil teknolojiler için yeni deneyimlerle çalışanların öğrenme ufkunu açıyor.
Mikro öğrenme sayesinde hap gibi içerikler küçük parçalar halinde daha kolay anlaşılıyor ve akılda kalıcı bilgilere dönüşüyorlar.
Hap gibi içerikler hakkında daha fazla bilgi almak için eğitim yönetim sistemi sunan Enocta ile iletişime geçebilirsiniz.
Teknolojideki yenilikler ve değişen iş ortamları, proje yöneticilerinin rollerini ve hedeflerini dönüştürüyor. Bu dönüşümle birlikte Project Management Institue (PMI), Project Management Professional (PMP) sertifika sınavının içeriğini bu yılın başında değiştirdi.
Öğrenme şeklimizin kişiliğimize, beynimizin çalışma şekline, bulunduğumuz ortama ve kültüre bağlı olduğunu biliyor muydunuz?
Kişisel liderlik, yaşamın her alanında bireysel olarak bir üst noktaya çıkmamızı sağlayan en önemli yeteneklerden. Bu yeteneğin içinde bulunduğumuz dönemde aldığı kritik hal, hayatımızın direksiyonuna nasıl geçeriz gibi birçok soruya yanıt bulduğumuz webinarımızda, Kemal İslamoğlu bizlerle buluştu.