Verimlilik ve zaman yönetimi konusunda denge kurmaya çalışırken tamamlanmamış işlerle ilgili müdahaleci düşüncelerle kesintiye uğradığınız oldu mu? Bunlar belki de sizi geceleri uyutmayacak durumlarla karşı karşıya bırakan kısmen bitmiş bir iş projesi ya da yarım okunmuş bir roman hakkındaydı. Tamamlanmamış ya da kesintiye uğramış görevler hakkında düşünmeyi bırakmanın bu kadar zor olmasının bir sebebi var. Psikologlar bu etkiyi Zeigarnik veya tamamlanmamış görevleri tamamlanmış olanlardan daha iyi hatırlama eğilimi olarak adlandırır. Bu aşırı veri yüklemesiyle başa çıkmak için, insanlar genellikle çok fazla bilgiyi daha iyi hatırlamalarını sağlayan bir dizi zihinsel numaraya güvenirler.
Zamanı verimli bir şekilde yönetmek, bireylerin kişisel ve iş yaşamında başarılı olmalarının temel taşlarıdır. Hem iş dünyasında hem de günlük yaşamımızda, bu iki beceriyi geliştirmek, daha dengeli ve verimli bir yaşam sürdürmemizi sağlar. Üstelik Zeigarnik Etkisi arasında da oldukça sıkı bir bağlantı vardır. Bu etki, dikkatimizin tamamlanmamış görevler tarafından dağıtılmasını ifade eder. Bu tamamlanmamış görevler daha sonra önemli miktarda zihinsel enerji ve kaynak tüketerek zihnimizde bir dizi "Açık Döngü" oluşturur. Açık Döngü, olduğu yere, olduğu şekle ait olmayan ve dikkatinizi çeken herhangi bir şeydir. Tamamlanmamış her görev ve tamamlanmamış verdiğimiz her taahhüt açık döngüdür. Bu da zihninizde olup da henüz çözülmemiş her şeyin açık döngü olduğunu gösterir.
İnsanlar bitmemiş görevleri bitmiş olanlardan daha iyi hatırlar, hatta bu bitmemiş görevleri yalnızca hatırlamakla kalmaz, aynı zamanda tamamlanmamış bir göreve başlamadan önce tamamlandıktan sonra olduğundan daha fazla psikolojik gerilim yaşarlar. Görev bittiğinde de psikolojik rahatlama yaşarlar. Kısacası insanlar eksik bilgi ve görevlerden etkilenirler.
Zeigarnik etkisi, başlamış, kesintiye uğramış ve tamamlanmamış görevleri daha iyi hatırlama eğilimimizi tanımlar. Bu etkiye göre, insanlar bir göreve başladıklarında ancak tamamlamadıklarında, görev belleklerinde çözülmemiş bir gerilim veya bilişsel uyumsuzluk duygusuyla kalır. Bu, görevle ilgili bilgilerin daha iyi akılda tutulmasıyla sonuçlanabilecek artan bir zihinsel uyarılma düzeyi yaratır. Buna karşılık, tamamlanan görevler artık aynı düzeyde gerilim veya bilişsel uyumsuzluk taşımadığından, hatırlanma olasılığı düşer.
Bu etki, birçok önemli çalışmada kanıtlanmıştır. Hafıza, motivasyon ve bilişsel işleme üzerinde etkileri vardır. Örneğin, bitmemiş görevleri tamamlama arzusu, motivasyonunun artmasına neden olabilir ya da tamamlanmamış görevlerin hafızalarında uzun süre kalmasından kaynaklı olarak insanların yeni görevlere odaklanma yeteneği etkilenebilir.
Zeigarnik Etkisi, psikolojik bir olgu olarak tamamlanmamış görevlerin hafıza ve motivasyon üzerindeki etkisinden yararlanmak için eğitim, pazarlama ve üretkenlik stratejileri başta olmak üzere pek çok alanda kullanılmaktadır. Örneğin pazarlamada, hafızayı ve katılımı artırabilecek reklamlarda veya promosyon malzemelerinde bitmemiş bir merak duygusu yaratmak için kullanılabilir. Verimlilik stratejilerinde, bir ilerleme ve motivasyon duygusu yaratmak için daha büyük görevleri daha küçük, yönetilebilir alt görevlere bölmek amacıyla kullanılabilir.
1920'lerde Dr. Zeigarnik Bluma Zeigarnik, Viyana Üniversitesi'nde öğrenci iken yemek servisiyle ilgili bir gözlem yaparak restoran çalışanlarının son derece uzun ve karmaşık siparişleri hatırlayabildiklerini fark etmiştir. Ancak sipariş verildikten sonra hafızadan tamamen yok olduğunu deneyimlemiştir. Bu psikolojik eğilimi derinlemesine inceleyen Zeigarnik, insanların tamamladıkları görevlerden çok devam etmekte olan görevleri hatırlama ihtimallerinin daha yüksek olduğunu tespit etmiştir. Bu gözlem, tamamlanmamış görevlerin insanların zihinlerinde daha fazla yer kapladığı ve hatırlama açısından daha belirgin olduğu fikrini doğurarak Zeigarnik Etkisi’nin temelini oluşturmuştur.
Bu gözlem, Zeigarnik'in dikkatini çektiğinden dolayı bunun insan zihninde nasıl bir etki yarattığını anlamak için daha fazla araştırma yapmasına neden oldu. Zeigarnik ve meslektaşları, tamamlanmamış görevlerin insanların zihinlerinde daha fazla yer kapladığını ve bu durumun hatırlamada daha belirgin olduğunu keşfettiler. Bu etkinin adı Zeigarnik olarak adlandırıldı.
Zeigarnik, 1927 yılında bu bulguları ilk kez yayınladı. Bu çalışma, bu etkinin temelini oluşturdu ve psikolojinin birçok alanında önemli bir fenomen olarak kabul edildi. Zeigarnik'in araştırması, bize insan zihninin nasıl çalıştığına dair derinlemesine bir anlayış sunarken, iş ve öğrenme süreçlerini daha iyi anlamamıza yardımcı olmuştur.
Kısa süreli belleğin süresi de kapasitesi de oldukça sınırlıdır. Örneğin; birçok şeyi hafızamızda tutsak da bilgiyi hatırlayabilmek için prova yapmaya devam etmemiz gerekir. Bu, oldukça fazla zihinsel çaba gerektirir. Bu elbette şaşırtıcı değil. Kısa dönem özelinde hafızada ne kadar fazlaca şey tutmaya çaba harcarsanız o kadar çok çalışmanız gerekecektir.
Garsonları düşünelim. Sipariş aldıkları masalara dair pek çok detayı hatırlamak zorundadırlar. İnsanların ne sipariş ettikleri ve ne içtikleri ile ilgili bilgiler, müşteriler yemeklerini bitirene kadar hafızalarında kalmalıdır. Ancak bu etki, kısa vadede hafızayı etkilemez. Hâlâ ulaşmamız gereken hedefler gibi bitmemiş görevler, uzun süreler boyunca düşüncelerimize izinsiz girmeye devam edebilir. Zeigarnik etkisi, aslında hafızanın nasıl çalıştığı hakkında bize önemli şeyler anlatır. Bilginin algılanması sonrasında genellikle çok kısa bir süre için duyusal bellekte saklanma işlemi gerçekleşir. Bilgiye dikkat ettiğimizde, kısa süreli belleğe taşınır. Bu kısa süreli hatıraların birçoğu oldukça hızlı bir şekilde unutulur, ancak aktif prova süreci boyunca bu bilgilerin bir kısmı uzun süreli hafızaya geçebilir.
Üretkenliği arttırmak için Zeigarnik Etkisi’ni kullanmanın bir yolu var. Göreve özgü gerilim, üretken ivmeyi sürdürmek ve odaklanmak için kullanılabilir.
Pek çoğumuzda işleri son dakikaya bırakmak ve erteleme eğilimi gösterme gibi durumlar vardır. Aslında bu durum strese ve hataya yol açabilir. Halihazırda başlamak konusunda kararsız ya da isteksiz olduğunuz bir göreviniz varsa ona olabildiğince erken başlamayı deneyin. Üzerinde ne kadar çalıştığınız önemli değil; basitçe başlamanın motivasyon üzerinde güçlü bir etkisi olabilir. Görevinizde bir çentik attıktan sonra bunun kafanızda belirdiğini ve bitene kadar sizi biraz daha fazlasını yapmaya, hatta biraz daha fazlasını yapmaya ittiğini göreceksiniz.
Momentum yaratabilmek adına önce bir başlangıç yapmaya çalışın. Yapmanız gerekenlerin kısa bir taslağını oluşturun. Bu, motivasyonunuz için harikalar yaratmanıza yardımcı olabilir. Çünkü bir kez başladıktan sonra beyniniz sizden biraz daha fazlasını yapmanız için sizi uyarmaya devam edecek ve görevi tamamlamanızı sağlayacaktır.
Bir görev üzerinde çalışırken kısa ve derin çalışma molaları vermek, etkin bir şekilde göreve özgü itici güç oluşturur. Bu aslında hafızayı güçlendirmeye ve ilgili bilgilere erişimi kolaylaştırmaya yardımcı olabilir; Araştırmalar, ilgisiz etkinlikleri (ilgisiz konuları okumak, oyun oynamak vs.) yapmak için gözden geçirmeyi geçici olarak bırakan öğrencilerin, çalışma oturumlarını molasız şekilde tamamlayan öğrencilere oranla çok iyi hatırladıklarını göstermiştir. Üretken ivmenizi devam ettirmek için gün boyunca farklı zamanlarda kısa molalar verin. Bir şeyler içmek, yürüyüşe çıkmak veya süreli egzersiz yapmak gibi görevinizle tamamen alakasız bir şey yaptığınızdan emin olun. Bu molaların uzun olması gerekmez: 5-10 dakika olabilir. Bu 5-10 dakika boyunca işten tamamen uzaklaştığınız sürece, derin mola hafızanıza ve üretkenliğinize yardımcı olacaktır.
Düzgün yönetilmediğinde Zeigarnik Etkisi, üretkenliğinizi engelleyerek sizi daha az verimli hale getirir. Bu nedenle gününüzü bir yapılacaklar listesiyle bitirmek, evde rahatlamanıza, ertesi gün daha iyi odaklanmanıza ve dinlenmenize yardımcı olabilir. Yapılacaklar listesi size bir tamamlanmışlık hissi verebilir ve beyninizin size sürekli olarak yapılacak ne kadar iş kaldığını hatırlatma arzusuyla mücadele edebilir. Beynimizin o kısmını kapatamazsak, bu durum gerginliğe, kaygıya, strese ve sonunda tükenmeye yol açar. Elbette ki bunların hiçbiri üretkenliğiniz ya da sağlığınız için iyi değil.
Florida Eyalet Üniversitesi'nde bir yapılacaklar listesi veya işin ne zaman tamamlanacağına dair ayrıntılı bir plan gösteren bir araştırma, tamamlanmamış işle ilgili daha az dikkat dağıtıcı düşünceye yol açtığını göstermiştir.
Yapmanız gereken tek şey, bunları yazarak hala yapılacak işler olduğunu kabul etmektir. Bu da zihinsel gerilimi azaltmaya yardımcı olacaktır. Aynı zamanda gevşemenizi ve rahatlamanızı sağlayacaktır.
Zeigarnik etkisi, insanları etkinlikleri tamamlamaya, daha sağlıklı alışkanlıklar oluşturmaya ve çözülmemiş endişeleri gidermeye teşvik ederek ruh sağlığını nasıl iyileştirebileceğini göstermek için GoodTherapy tarafından incelenmiştir.
Faaliyetleri tamamlama başarısının kişiye başarı duygusu verirken, kendine olan güven ve özsaygıyı da artırabileceği kanısına varılmıştır. Üretken çalışma alışkanlıklarının geliştirilmesi ile olgunluk ve kişisel gelişim duygusu da kolaylaştırılabilir. Ek olarak, stresli deneyimlerden kurtulmayı başarabilen bir kişinin psikolojik refahı, sonunda büyük fayda sağlayacaktır.
Zeigarnik Etkisi’ni kullanmanın diğer birçok faydası;
- Hafızada tutma
Bir sonrakine geçmeden önce her bir görevi tamamlarsak bu etki sayesinde bilgiyi hatırlama olasılığımız daha da artar.
- Görev yönetimi
Bu etki, yapılacaklar listelerini yönetmek için de yararlı olabilir. Daha büyük görevleri daha küçük, daha yönetilebilir olanlara bölmek, odaklanmamızın yanı sıra motive olmamıza ve görevlerimizi daha verimli bir şekilde tamamlamamıza katkı sağlar.
- Verimlilik
Sık sık mola vermek veya görev değiştirmek, zihnimizi meşgul etmeye ve verimliliğimizi artırmaya yardımcı olabilir. Ara vermek veya görev değiştirmek, yapmamız gerekenleri zihnimizin ön saflarında tutmamıza olanak sunar.
- Yaratıcılık
Zeigarnik Etkisi, yaratıcılığı desteklemek için de faydalı olabilir. Ara vermek veya görev değiştirmek, zihnimizi canlandırmaya ve yeni fikirler üretmeye yardımcı olabileceği gibi, sorunlara farklı açılardan yaklaşmamıza da yardımcı olabilir.
Enocta Katalog’ta yer alan ‘Verimlilik ve Zaman Yönetimi’ eğitimi, bireylere iş ve özel yaşamlarında daha etkili olma becerilerini kazandırır. Böylelikle işleri önceliklendirme, planlama ve organize etme yeteneklerini geliştirerek daha etkili çalışmalarına olanak tanır. Aynı zamanda stresi azaltır, daha fazla zaman kazandırır, özgüveni artırır ve dengeli bir yaşam tarzına yönlendirir.
Teknolojideki yenilikler ve değişen iş ortamları, proje yöneticilerinin rollerini ve hedeflerini dönüştürüyor. Bu dönüşümle birlikte Project Management Institue (PMI), Project Management Professional (PMP) sertifika sınavının içeriğini bu yılın başında değiştirdi.
Öğrenme şeklimizin kişiliğimize, beynimizin çalışma şekline, bulunduğumuz ortama ve kültüre bağlı olduğunu biliyor muydunuz?
Kişisel liderlik, yaşamın her alanında bireysel olarak bir üst noktaya çıkmamızı sağlayan en önemli yeteneklerden. Bu yeteneğin içinde bulunduğumuz dönemde aldığı kritik hal, hayatımızın direksiyonuna nasıl geçeriz gibi birçok soruya yanıt bulduğumuz webinarımızda, Kemal İslamoğlu bizlerle buluştu.