E-öğrenme platformları sayesinde dijital eğitime bireysel ulaşım imkanı oluştu ve eğitim dünyasında kara tahta ve beyaz tahtanın yerini dijital içerikler ile akıllı tahtalar aldı. Kurumsal dünyada çevrimiçi eğitim araçları, geleneksel eğitime göre her geçen gün kendini geliştiriyor. Eğitimde dijital dönüşüm hareketi içerisinde yer alabilmek için doğru bir iş ortağı ile başlamak ve dijital dönüşüm kavramları ile ilgili bilgi edinmek en kritik ve en öncelikli adım.
Dijital dönüşüm, büyümek isteyen tüm kurumların deneyimlemesi zorunlu bir süreç. Küreselleşen dünyada şirketlerin en büyük önceliği, yeniden yapılanmayı, dijitalleşmeyi, yenilenmeyi, kurum içindeki dengeye göre uyarlamak. Eğitimde dijital dönüşüm, kurumların iş verimini artırmak, sürekli yenilenmek ve müşterilerine daha çok değer katabilmek için, çalışmalarını dijital ile harmanlayıp, entegre edilmesi ve yönetilmesi demek.
Kurumların büyümeleri ve başarılarını sürekliliğini sağlamaları için içinde olmaları gereken bu dönüşüm sürecinin sağladığı getirilere gelin birlikte göz atalım:
Tüketici davranışlarının değişimine baktığımızda bu sürecin yansımalarını görebiliyoruz. Harvard Business Review araştırmasına göre, müşterilerin %73’ü daha kişisel bir satın alma imkanı bulunan markalar ile çalışmayı tercih ederken Salesforce’un başka bir araştırmasında ise tüketicilerin %56’sı için, alışveriş yaptıkları firmaların inovatif olmasını istiyor.
Eğitimde dijital dönüşüm süreci kurumlarda dijital araçlar üzerinden yönetilmesi/raporlanması ve dijital araçların da entegre edilerek iyileştirilmesi işlemleridir.
Eğitimde dijital dönüşümü tamamlamak için gerekli dört temel adım vardır. Bu adımlar doğru bir şekilde atıldığında, dijital öğrenme eğitim süreçlerine harcanan operasyonel efor ve zamandan tasarruf kaçınılmazdır.
Eğitimde dijital dönüşüm atılımı ile eğitim çalışmalarına başlamadan önce yapılması gereken ilk işlem dijital araçların yeni sisteme uygunluğunun kontrol edilmesidir. Yeni bir ekleme yapmadan ve yeni teknolojilerin kurulumundan önce altyapı oluşturulmalı ve tüm strateji bu altyapıya göre kurgulanmalıdır.
İlk olarak öğrenme yönetim sistemi kurulumu yapılacağı için seçilen özellikler hayati önem taşır.
Sınıf içi eğitimler, neredeyse her şirketin öğrenme yolculuğunda deneyimi bulunan bir süreçtir. E-öğrenme materyalleri, sınıf içi eğitimler ile birlikte kullanıldığı zaman, eğitim programları, kişilere daha etkin şekilde aktarılabiliyor, talep edilen içerikler de kolay bir şekilde dijital ortamdan sunularak, öğrenme sürecini hızlandırıyor.
Sınıf içi eğitimlerde farklı etkileşim yöntemleri uygulanması, öğrenme oranı ve kişilerin dikkat sürelerini yükseltiyor. Dijital araçların bu sürece dahil edilmesi, eğitimlerin öğrenilme oranlarını ve bilgilerin pekiştirilmesini artırıyor ve öğrenmeyi daha eğlenceli hale getiriyor. Dijital eğitimler ile sınıf içi eğitimlere ön hazırlık yapılabiliyor. Eğitim sonrası edinilen bilgileri hatırlama şansları oluyor. Dijital sosyal öğrenme platformlarının da aktif olarak kullanılması, kişilerin eğitim sonrasında etkileşime geçmelerini ve yardımlaşmalarını sağlıyor.
Teknolojinin hayatımızın her alanında olmasıyla birlikte farklı araçlar da öğrenme alanında yer almaya başladı. Organizasyondaki çalışanların günlük iş rutinleri üzerinde bir inceleme yapılarak ve eğitimdeki ihtiyaç analizi sonuçları doğrultusunda içerik planlaması oluşturulmalıdır. Farklı araçlar, öğrenme yolculuğuna eklenmelidir.
Eğitimde dijital dönüşümü iç ve dış dönüşüm olarak iki bölümde incelemek gerekir. İç dönüşüm; kurum kültürünün ve işleyişini değişmesi, teknik ekiplerin güçlendirilmesi çalışanların ilgili alanlarında yetkilerinin genişletilmesini kapsar.
Dış dönüşüm ise müşteri geri dönüşleri ve müşterileri deneyimlerinin şirket içerisinde bağlantılı olduğu kısımların dijital süreçler ile yeniden tasarlanmasını içerir.
İç dönüşümde ortaya çıkan potansiyel dış dönüşüm sayesinde güçlendirilebilir.
Bir kurumun dijital dönüşümünü gerçekleştirmesi doğru bir eğitim ile gerçekleşir. Eğitimin bu alanda önemli olmasının sebepleri şu başlıklar altında inceleyebiliriz:
Capgemini’nin yaptığı araştırmanın sonuçlarında, kurumların %62’sine göre dijital dönüşümü engelleyen en büyük etkenin şirket kültürü olduğu görülmektedir. Dönüşümü ve yeniliği kabul etmeyen kurumlar bu alanda verilen çabalarının karşılığını alamıyor. Başarılı bir dönüşüm süreci için, iş birliği, sürekli öğrenme, gelişim odaklı bir zihin ve şeffaflık çok önemlidir. Uygulanacak eğitim programları ile çalışanların süreçler ile ilgili bilgi seviyeleri artar, yenilikleri yakalayabilirler ve dönüşüm süreçlerine daha kolay adapte olabilir.
Eğitimde dijital dönüşüm sürecinde, ekip içindeki çalışanların gerekli eğitimleri almaları ve sürecin içinde yer alan terimleri öğrenmeleri bu sürecin sağlıklı işlemesi için oldukça önemli. Bu sayede organizasyon süreçlere daha kolay adapte oluyor. Enocta'nın bu konuda kurumlar için yaptığı çalışma olan Dijital Dönüşüme İlk Adım ve Kavram Sözlüğü Gelişim Yolculuğu ile, şirketinizin bu konu ile ilgili bilgi seviyesini artırabilir, dönüşüm sürecinin daha rahat geçmesini sağlayabilirsiniz.
Dijital dünyanın değişim hızına yetişebilmek için dönüşüm sürecinde organizasyonun sürekli kendini geliştirerek güncel kalmaları gerekmektedir. Eğitimde dijital dönüşüm yaparak bu yenilenmede çağa ayak uydurmak kolaylaşır. Çalışanlara öğrenme altyapısı sunulması, onların profesyonel gelişimlerine devam etmelerini sağlamak, bu sayede organizasyonun pazarda rakiplerinin önüne geçmesini sağlar.
Gelişim bilincinde olan, dijital dönüşümü araştırıp, sürekli öğrenen bir organizasyon, aynı zamanda yapılan yanlışlardan ders çıkaran, farkındalık sahibi, deneyimleyen ve büyüme odaklı bir yapıdır.
Manpower Group'un 2018 Yetenek Açığı Araştırması sonuçlarına göre, kurumların bu durumu yaşamalarının sebebi 29% başvuru yetersizliği, 20% başvuranların deneyim yetersizliği ve 19% ise başvurulardaki mesleki yetkinlik eksikliği olarak açıklıyor. Dünya’daki en yüksek yetenek açığına sahip 11 ülke arasında olan Türkiye’de bu oran %66.
Yeni şeyler deneyen ve sürekli öğrenen organizasyonlar, sektördeki pozisyonlar arasında daha çok talep görecek ve başvuru alacaktır. Böylece yetenek açığı sorunları da düşecektir.
E-öğrenme, kurumsal eğitimlerde klasik yöntemlere göre birçok açıdan fayda sağlar. Eğitimde dijital dönüşümün ve e-öğrenmenin getirdiği faydaları detaylı inceleyelim:
E-öğrenmenin en büyük avantajlarından biri de rahat ve esnek bir erişim olanağı sunmasıdır. Bu sayede, eğitim alan kişiler istedikleri yer ve zaman diliminde dijital eğitime ulaşabilirler.
Dijital eğitimler, geleneksel sınıf içi eğitimlere göre pek çok masraftan tasarruf edilmesini sağladığı için çok daha ekonomiktir. Eğitimde dijital dönüşüm ile birlikte yolculuk, yiyecek, mekan ve eğitici masrafları olmadan çok daha uygun bir ücrete eğitimi sunma ve yararlanma fırsatı doğmaktadır.
E-öğrenmenin herkese uygun içerikler barındırabilmesi, bu sayede her öğrenme stillerine uygun eğitim sunuyor olması, farklı türlerde eğitim almak isteyenler için bir avantajdır. Videolar, dokümanlar, ses kayıtları (podcast), oyunlar gibi içerik tipleri, e-öğrenme platformları tarafından desteklenerek seçim şansı sunmaktadır.
Öğrenme yönetim sistemlerinde (ÖYS) (Eğitim Yönetim Sistemi (EYS) veya Learning Management System (LMS) olarak da bilinir) tasarlanan çok yönlü eğitim programları sayesinde, eğitimlerin öğrenilme ve hatırlanma oranlarına kolayca ulaşılabiliyor ve dijital platformlar üzerinden raporlanabiliyor. Bu sayede eğitimlerin size yatırım geri dönüşünü (RoI) ölçebiliyor, eğitimlerin çalışanlara ve kuruma ne denli yarar sağladığı değerlendirilebiliyor.
Dijital eğitimlerde en faydalı yönlerinden biri de her detayın ölçülebilir olmasıdır. E-öğrenmede raporlar ve geri dönüşler ile öğrenme süreci maksimum verim ile gerçekleştiriliyor.
Etkileşimli eğitim yöntemleri, kişileri eğitimin bir parçası haline getiriyor. Kendini eğitime dahil hisseden kişiler eğitim almak için daha motive olabiliyorlar. Eğitimde dijital dönüşüm yaşayan şirketler bu farklı deneyimleri çalışanlarına sunarak iş yaşamına hareketlilik getirerek ilgilerini arttırabiliyor.
Eğitimler her ne kadar bireysel alınsa da dijital eğitimdeki kişiler birbirleri ile etkileşime geçerek, sosyal öğrenmeye dahil olabiliyorlar. Dersin eğitmenlerine ulaşıp soru sorabilmeleri sayesinde uzman desteği gerektiren konularda birebir destek alabiliyorlar.
Öğrenme yönetim sistemleri tasarımları sayesinde, kişiler eğitim süreçlerinde geri bildirim alabiliyorlar. Mini-sınavlar ve değerlendirme anketleri ile seviyelerini görme fırsatı yakalıyorlar. Bu ölçüm yöntemleri, kişilerin eğitimde yetersiz kaldığı alanları tespit ederek, kendilerini güçlendirmelerini sağlıyor.
Ekip çalışanları farklı çalışma alanlarında olsalar da e-öğrenme sayesinde aynı eğitime sahip olup aynı anda öğrenme imkanı bulabiliyorlar. Öğrenme deneyimi ve erişimi standardize edilmesine yardımcı oluyor. Öğrenme yönetim sistemleri aynı içeriğin, bilginin ve eğitimin demokratik olarak yayılmasını sağlıyor.
İş hayatındaki değişimleri yakalamak, rekabette gerilere düşmemek, sürekli ve yüksek bir hız gerektiriyor. Bu hızı dijital öğrenme ile yakalayıp kurumların daha hızlı performans göstermesi sağlanıyor. Gerekli bilgiyi yüksek hızda tüm çalışanlara, bayilere ve iş ortaklarına aynı anda aktarabiliyor.
Enocta olarak, 20 yıldır kurumların iyi bir öğrenme deneyimi tasarlamalarına yardımcı oluyor, onlara dönüşüm sürecinde ihtiyaçları olan tüm teknolojileri ve eğitim materyallerini sunuyoruz.
Kurumsal eğitimlerinizde dijitalleşmek ve eğitimde dijital dönüşüm sürecini başlatmak veya geliştirmek için bizimle iletişime geçerek destek alabilirsiniz.
Online eğitim platformları arasında öncü olan Enocta’nın öğrenme deneyimi platformu Enocta Platform ve eğitim içeriklerimizin detaylarını bulabileceğiniz Enocta Katalog web sitesini inceleyebilirsiniz.
Teknolojideki yenilikler ve değişen iş ortamları, proje yöneticilerinin rollerini ve hedeflerini dönüştürüyor. Bu dönüşümle birlikte Project Management Institue (PMI), Project Management Professional (PMP) sertifika sınavının içeriğini bu yılın başında değiştirdi.
Öğrenme şeklimizin kişiliğimize, beynimizin çalışma şekline, bulunduğumuz ortama ve kültüre bağlı olduğunu biliyor muydunuz?
Kişisel liderlik, yaşamın her alanında bireysel olarak bir üst noktaya çıkmamızı sağlayan en önemli yeteneklerden. Bu yeteneğin içinde bulunduğumuz dönemde aldığı kritik hal, hayatımızın direksiyonuna nasıl geçeriz gibi birçok soruya yanıt bulduğumuz webinarımızda, Kemal İslamoğlu bizlerle buluştu.